Ermeniler
insanlık için oldukça korkunç hurafe ve inançların taşıyıcısı olarak tarihe
geçmiştir. Bunu onların gizli gelenekleri, hurafeyi da kanıtlamaktadır.
Ermeniler
için böyle bir trajik olay 1930 yılının Ocak ayında Azerbaycan'ın Hadrut
ilçesinde gelme Ermenilerin kitleler halinde yaşadığı bölgede gerçekleşmiştir.
O zaman oraya büyük Sovyet immunologu, virusologu ve mikrobiologu akademik Lev
Aleksandroviç Zilber`in başkanlığında özel bir komisyon gönderilmişti. Bu
yolculuk "Ruda" olarak
isimlendirilmişti. Orada aniden nedenleri yetkililere bilinmeyen veba hastalığı
yayılmıştı. Ermeniler kendi hastalarını sakladıklarından durum iyice
vahimleşmişti.
Hastalığın
varoluş nedenini ve ocağını belirlemek için bu komisyon bir aydan fazla gergin çaba
sarfetti. Tesadüfi bir olay konuya açıklık getirdi. Akademik L.A.Zilber
anılarında yazıyor: “Bir gece Halk İçişleri Komiserliği yetkilisi bana bildirdi
ki, bu hastalığı dışarıdan gönderilmiş bozguncular yaymışlar. Onlar oldukları yerlerde
ölmüş insanların mezarlarını açarak, öncelikle cesedin kafasını kesiyor, sonra
onun karnını yırtarak kalp ve ciğerlerini kesip çıkarıyor ve onların
aracılığıyla hastalığı yaygınlaştırtıyorlar. Fakat ben bu iddiayı inandırıcı
bulmamıştım.”
Fakat sonuçta
onlar böyle bir sonuca varıyorlar ki, mezarları açarak son zamanlarda
gömülenlerin cesetlerine bakmak gerekiyor. Böylece, onlar gizli ortamda beş
silahlı asker alarak gece yarısı mezarlığa gidiyorlar. O gece açılmış 10
mezardan 3'te başları kesilmiş, kalbi ve ciğeri çıkarılmış ceset tespit ediliyor.
Bu arada, o bölgede hastaların hemen hepsi Hadrut Ermenileriydi.
Akademik
L.A. Zilber gezilerinin birinde Bulatan köyünde yerli öğretmenin menzilinde
kalmak zorunda kalıyor. Sohbet sırasında öğretmen akademisyene yerel adetler,
inançlar ve efsanelerle alakalı bilgi veriyor. Ermeni öğretmen ciğer taunu
sırasında bazen tüm ailenin ölmesi konusuna değinerek bu tür ailelerde mevcut
olan inançlardan söz ediyor. O, kendisi onaylıyor ki, eğer bir ailenin fertleri
peşpeşe ölüyorsa, ilk ölenin yaşadığı ve
onun diğer aile fertlerini mezara sürüklediğiyle alakalı batıl inanç mevcutmuş.
Vefat edenin gerçekten sağ salim
olduğunu bilmek için herhangi bir atı mezarın yanına bırakarak onun karşısına
saman koyuyorlar. Eğer at samanı yerse, demek ki, mezardaki sağdır ve onu
öldürmek şarttır. Bununla da ölü bir daha aile fertlerinden kimseyi kendi
peşinden sürükleyemeyecek.
Böylece,
ölmüş kişinin kabrini açarak onun başını kesiyor, kalbini ve ciğerlerini
çıkarıyorlardı. Onları parçalara ayırıp yemek için aile üyelerine
dağıtıyorlardı. Akademik not ediyordu ki, bu öğretmenin sohbeti veba ocağının
bütün manzarasını tamamen aydınlattı. Artık
herşey ortadaydı.
Ermeni
barbarlarının kaniçiciliği aynı
zamanda onlarda bu
batıl inançların mevcut olmasıyla ilgilidir.
Atamoğlan
Memmedli
Bakü
Devlet Üniversitesi öğretim üyesi, Karabağ savaşçısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder