Bugün Mülteci Gençlik Örgütü'nün ofisinde bir grup STK yöneticileri ve şehit
ailelerinin katılımıyla Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilen
Kelbecer bölgesine geçen ve Ermeni
askerleri tarafından rehin alınan Dilgam Ahmedov`un,
Şahbaz Guliyev`in ve Hasan
Hasanov`un haklarının korunmasına ilişkin toplantı yaptı.
Programda Dilgam
Ahmedov'un, Şahbaz Guliyev ve Hasan Hasanov`un
koruma sağlanması amacıyla Şehit Ailelerine Sosyal Destek Derneği'nin Başkanı
Elmas Zeynalova`nın başkanlığında Organizasyon Komitesi oluşturulmuş,
Uluslararası Kızılhaç Komitesi, AGİT Minsk Grubu'nun eşbaşkanlarına ve diğer
uluslararası kuruluşlara çağrı yapılmıştır.
Bildiriyi sizlere sunuyoruz:
Bildiri
1988 yılından itibaren Ermenistan`ın Azerbaycan topraklarına saldırısı ve bu
saldırı sonucunda topraklarınızın %20'den fazlasının Ermenistan silahlı kuvvetlerince işgali, bunun sonucunda bir
milyondan fazla
soydaşımızın kendi öz topraklarından
zorla çıkarılarak mülteci ve
zorunlu göçmen durumuna dönüşmesi bugün de en
acı sorun olarak kalmaktadır.
Uluslararası
hukukun kural
ve ilkelerine,
BM`nin kabul ettiği 4 Karara karşı gelen Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarında barbarlık eylemleri gerçekleştirerek, tarihi,
kültürel anıtlarımızı yoketmekle kalmıyor, bu arazilerin doğal kaynaklarını talan etmeği
sürdürüyor.
Ne yazık ki,
bu sorunun
çözümü amacıyla kurulan AGİT Minsk
Grubu eşbaşkanlığını yapan Devletler Ermenistan'ı
cezalandırmıyor ve
saldırgan bir devlete
açık ve gizli
bir biçimde tüm desteklerini göstermekte ısrar
ediyorlar.
Bilindiği üzere birkaç gün önce Azerbaycan'ın
işgal altındaki Kelbecer ilinden
göçetmek zorunda kalan
Dilgam Ahmedov, Şahbaz Guliyev, Cebrail
ilinde doğmuş mülteci Hasan
Hasanov kendi
öz topraklarını, azizlerinin mezarlarını
ziyaret etmek
amacıyla işgal altında bulunan Kelbecer bölgesine gitmiş
ve orada
işgalci Ermeni ordusunun askerleri tarafından rehin alınmışlardır.
Rehin alınan vatandaşların kendi yurtlarına gitmek
isteği, kendi öz yakınlarının mezarlarını
kabirlerini ziyaret
etmek arzusu
doğal karşılanmalıdır. Zira Ermenistan'ın işgalci tutumu sonucunda bu
vatandaşlar da dahil olmak üzere bir milyondan fazla mülteci ve zorunlu göçmen
yıllardır kendi yurtlarına dönemiyorlar.
Ermenistan Savunma Bakanı'nın kendi öz topraklarını ziyaret etmeye
giden, hatta orada yaşamağa yasal hakkı bulunan Dilgam Ahmedov'u, Şahbaz
Guliyev`i ve Hasan Hasanov`u “casus” veya "silahlı gurup" gibi
sunması Ermenistan devletinin bu soydaşlarımıza karşı tüm iğrenç ve şiddet
eylemlerin yapılacağının anonsu olarak kabul edilmelidir.
Ermenistan tarafından rehin tutulan soydaşlarımızın birkaç kez
Kelbecer bölgesine gitmesi, hiçbir Ermeni'ye zarar vermemesi Ermenistan Savunma
Bakanı Ohanyan`ın bu saçma konumunu altüst etmekle beraber bu işgalci devletin
gerçek yüzünü günyüzüne çıkarmaktadır.
Azerbaycan güçlü devlettir ve istediği an toprakları işgalden etmek
kudretinde olan ordusu bulunmaktadır.
Bunu Azerbaycan'ın, Milli Kahramanı Mübariz İbrahimov gibi cesur
yiğitlerimiz kanıtlamıştır ve muhtemelen, Ermenistan ordusu bunu iyi
anımsıyordur.
Ermenistan'ın "casus" olarak tanımlamak istediği göçmen sivil
vatandaşlarımıza karşı yapılacak her hangi bir şiddet hareketleri hatta
devletimizin aleyhine onlardan ifade almaya girişiminde bulunulması da şüphesizdir.
AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlığını yürüten Devletler başta olmak üzere,
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin sosyal, siyasi ve diplomatik ilişkiler kurduğu
devletler her zaman Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıdıklarını belirtmiş,
işgalin acı sonuçlarını kınamış, Ermenistan ordusunun işgal ettiği toprakları
BM'nin kabul ettiği kararlarına uygun olarak terketmesi fikrini seslendirmişlerdir.
Uluslararası kamuoyu haklı olarak Karabağ da dahil olmak üzere Azerbaycan'ın
toprak bütünlüğünü hukuki açıdan tanıması demektir ki, rehin düşen Azerbaycan
vatandaşları doğduğu yurtlarına-Azerbaycan topraklarına gitmişlerdir. Ermeniler
hem savaş yıllarında, hem de taraflar arasında 12 Mayıs 1994 tarihinde
imzalanan ateşkes anlaşmasından sonra esir veya rehin düşmüş Azerbaycan
vatandaşlarının hakları ihlal edilmiş, onlar çeşitli işkencelere maruz bırakılmış,
insanlık dışı davranışlarla karşılaşmışlardır. Bu tür durumlar Ermenistan'ın BM`nin
kabul ettiği Cenevre Sözleşmesi`nin savaş ve çatışmalarda esir ve rehinelerle
davranış kurallarının kaba şekilde ihlal ettiğini gösteriyor.
O yüzden AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlığını yürüten Devletler, Uluslararası
Kızılhaç Komitesi ve diğer uluslararası kurumlar Azerbaycanlı esirlerin
kaderiyle ciddi bir biçimde ilgilenmeli, Azerbaycan devleti ve kamuoyuysa rehin
alınmış vatandaşlarımızın kurtarılması için ellerinden geleni yapmalıdırlar.
1. Ulusal STK Forumu
2. Karabağ STK Koalisyonu
3. Azerbaycan Mülteci Gençlik Örgütü
4. Terhis Kayıtlı Askeri Gençleri Eğitilmesi Birliği
5. Azerbaycan Vatan Savaşı Gazileri Birliği
6. Sağlıklı Gelişim ve Eğitim Birliği
7. Şehit Ailelerine Sosyal Destek Birliği
8. Hocalı Soykrımının Tanıtımı Birliği
9. Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği
10. Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Derneği
11. Yeni Hayat İnsani ve Sosyal Dayanışma Birliği
12. "Merhamet" Kimsesizlere Yardım Birliği
13. Vatan Fedaileri Birliği
14. Evrim ve Entegrasyon Uluslararası Birliği
15. Üçüncü Sektör Birliği
16. Yeni Bakış Gençlik Birliği
17. Karabağ Gerçeklerini Uluslararası Alem'e Tanıtımı Birliği