16 Temmuz 2014 Çarşamba

Sivil Toplum Kuruluşları Bildiri yayınladı

Bugün Mülteci Gençlik Örgütü'nün ofisinde bir grup STK yöneticileri ve şehit ailelerinin katılımıyla Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilen Kelbecer bölgesine geçen ve Ermeni askerleri tarafından rehin alınan Dilgam Ahmedov`un, Şahbaz Guliyev`in ve Hasan Hasanov`un haklarının korunmasına ilişkin toplantı yaptı.
Programda Dilgam Ahmedov'un, Şahbaz Guliyev ve Hasan Hasanov`un koruma sağlanması amacıyla Şehit Ailelerine Sosyal Destek Derneği'nin Başkanı Elmas Zeynalova`nın başkanlığında Organizasyon Komitesi oluşturulmuş, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, AGİT Minsk Grubu'nun eşbaşkanlarına ve diğer uluslararası kuruluşlara çağrı yapılmıştır.
Bildiriyi sizlere sunuyoruz:

Bildiri  

1988 yılından itibaren Ermenistann Azerbaycan topraklarına saldırısı ve bu saldırı sonucunda topraklarınızın %20'den fazlasının Ermenistan silahlı kuvvetlerince işgali, bunun sonucunda bir milyondan fazla soydaşımızın kendi öz topraklarından zorla çıkarılarak mülteci ve zorunlu göçmen durumuna dönüşmesi bugün de en acı sorun olarak kalmaktadır.
Uluslararası hukukun kural ve ilkelerine, BM`nin kabul ettiği 4 Karara karşı gelen Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarında barbarlık eylemleri gerçekleştirerek, tarihi, kültürel anıtlarımızı yoketmekle kalmıyor, bu arazilerin doğal kaynaklarını talan etmeği sürdürüyor. Ne yazık ki, bu sorunun çözümü amacıyla kurulan AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlığını yapan Devletler Ermenistancezalandırmıyor ve saldırgan bir devlete açık ve gizli bir biçimde tüm desteklerini göstermekte ısrar ediyorlar.
Bilindiği üzere birkaç gün önce Azerbaycann işgal altındaki Kelbecer ilinden göçetmek zorunda kalan Dilgam Ahmedov, Şahbaz Guliyev, Cebrail ilinde doğmuş mülteci Hasan Hasanov kendi öz topraklarını, azizlerinin mezarlarını ziyaret etmek amacıyla işgal altında bulunan Kelbecer bölgesine gitmiş ve orada işgalci Ermeni ordusunun askerleri tarafından rehin alınmışlardır. Rehin alınan vatandaşların kendi yurtlarına gitmek isteği, kendi öz yakınlarının mezarlarını kabirlerini ziyaret etmek arzusu doğal karşılanmalıdır. Zira Ermenistan'ın işgalci tutumu sonucunda bu vatandaşlar da dahil olmak üzere bir milyondan fazla mülteci ve zorunlu göçmen yıllardır kendi yurtlarına dönemiyorlar.
Ermenistan Savunma Bakanı'nın kendi öz topraklarını ziyaret etmeye giden, hatta orada yaşamağa yasal hakkı bulunan Dilgam Ahmedov'u, Şahbaz Guliyev`i ve Hasan Hasanov`u “casus” veya "silahlı gurup" gibi sunması Ermenistan devletinin bu soydaşlarımıza karşı tüm iğrenç ve şiddet eylemlerin yapılacağının anonsu olarak kabul edilmelidir.
Ermenistan tarafından rehin tutulan soydaşlarımızın birkaç kez Kelbecer bölgesine gitmesi, hiçbir Ermeni'ye zarar vermemesi Ermenistan Savunma Bakanı Ohanyan`ın bu saçma konumunu altüst etmekle beraber bu işgalci devletin gerçek yüzünü günyüzüne çıkarmaktadır.
Azerbaycan güçlü devlettir ve istediği an toprakları işgalden etmek kudretinde olan ordusu bulunmaktadır.
Bunu Azerbaycan'ın, Milli Kahramanı Mübariz İbrahimov gibi cesur yiğitlerimiz kanıtlamıştır ve muhtemelen, Ermenistan ordusu bunu iyi anımsıyordur.
Ermenistan'ın "casus" olarak tanımlamak istediği göçmen sivil vatandaşlarımıza karşı yapılacak her hangi bir şiddet hareketleri hatta devletimizin aleyhine onlardan ifade almaya girişiminde bulunulması da şüphesizdir.
AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlığını yürüten Devletler başta olmak üzere, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin sosyal, siyasi ve diplomatik ilişkiler kurduğu devletler her zaman Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıdıklarını belirtmiş, işgalin acı sonuçlarını kınamış, Ermenistan ordusunun işgal ettiği toprakları BM'nin kabul ettiği kararlarına uygun olarak terketmesi fikrini seslendirmişlerdir. Uluslararası kamuoyu haklı olarak Karabağ da dahil olmak üzere Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü hukuki açıdan tanıması demektir ki, rehin düşen Azerbaycan vatandaşları doğduğu yurtlarına-Azerbaycan topraklarına gitmişlerdir. Ermeniler hem savaş yıllarında, hem de taraflar arasında 12 Mayıs 1994 tarihinde imzalanan ateşkes anlaşmasından sonra esir veya rehin düşmüş Azerbaycan vatandaşlarının hakları ihlal edilmiş, onlar çeşitli işkencelere maruz bırakılmış, insanlık dışı davranışlarla karşılaşmışlardır. Bu tür durumlar Ermenistan'ın BM`nin kabul ettiği Cenevre Sözleşmesi`nin savaş ve çatışmalarda esir ve rehinelerle davranış kurallarının kaba şekilde ihlal ettiğini gösteriyor.
O yüzden AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlığını yürüten Devletler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve diğer uluslararası kurumlar Azerbaycanlı esirlerin kaderiyle ciddi bir biçimde ilgilenmeli, Azerbaycan devleti ve kamuoyuysa rehin alınmış vatandaşlarımızın kurtarılması için ellerinden geleni yapmalıdırlar.

1. Ulusal STK Forumu
2. Karabağ STK Koalisyonu
3. Azerbaycan Mülteci Gençlik Örgütü
4. Terhis Kayıtlı Askeri Gençleri Eğitilmesi Birliği
5. Azerbaycan Vatan Savaşı Gazileri Birliği
6. Sağlıklı Gelişim ve Eğitim Birliği
7. Şehit Ailelerine Sosyal Destek Birliği
8. Hocalı Soykrımının Tanıtımı Birliği
9. Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği
10. Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Derneği
11. Yeni Hayat İnsani ve Sosyal Dayanışma Birliği
12. "Merhamet" Kimsesizlere Yardım Birliği
13. Vatan Fedaileri Birliği
14. Evrim ve Entegrasyon Uluslararası Birliği
15. Üçüncü Sektör Birliği
16. Yeni Bakış Gençlik Birliği

17. Karabağ Gerçeklerini Uluslararası Alem'e Tanıtımı Birliği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder