30 Haziran 2014 Pazartesi

Kürdemir bölgesinde Azerbaycan`ın Halk Şairi Hüseyin Arif`in doğumunun 90. Yıldönümü kutlandı

Kürdemir  İl Merkezi kütüphanesinin ve AMEA Nizami Gencevi Milli Azerbaycan Edebiyatı Müzesi Aran Bölgesel Şubesinin birlikte düzenledikleri Azerbaycan şiirinin ünlü temsilcisi, Halk Şairi, Devlet Ödülü`nün sahibi Hüseyin Arif`in doğumunun 90. yıldönümü kutlandı.
Azkültür`e verilen bilgiye göre, bölge merkezi kütüphanesinde gerçekleştirilen etkinlikte Milli Azerbaycan Edebiyatı Müzesi Aran Bölgesel Şubesi Müdürü, filoloji üzere felsefe doktoru Yakut Aşrefova giriş konuşması yaparak Hüseyin Arif`in hayat ve yaratıcılığından söz etti. Belirtildi ki, Hüseyin Arif yaratıcılığa Büyük Vatan Savaşı yıllarında başladı, halkımızın zengin sanatsal-şiirsel mirası zemininde değerli eserler meydana getirdi ve milli edebiyatımıza kendi eşsiz şiirleriyle  katkı sağladı.

Etkinlik boyunca kütüphanenin okurları Hüseyin Arif`in şiirlerinden örnekler seslendirdiler. Yıldönümü töreni kapsamında "Hüseyin Arif - 90" konulu fotograf sergisi de düzenlendi. 

Ürdün basınında Azerbaycan sanat ustalarının "Jaraş" kültür ve sanat festivalindeki başarılarını konu edinen yazılar yayınlandı

Ürdün'de düzenlenen "Jaraş" kültür ve sanat festivalinde yer alan Azerbaycan'ın sanatçıları-Halk Artisti, muğam ustadı Melekhanım Eyyubova, Halk Artisti, tar ustası Muhlet Müslümov ve kemançacı Elnur Salahov'un yaptıkları konserle alakalı Ürdün basınında, özellikle de "Orobanews" sitesinde geniş bilgi yerleştirildi.
Azerbaycan müziğinin Ürdünlüler tarafından çok büyük memnuniyetle karşılandığını bildiren makale yazarı, aynı zamanda 3 farklı yerde katılımcı devletlerin konserlerinin olmasına rağmen "Mugam üçlüsü" nun konserinin daha fazla seyircinin izlediğini belirtti.
Ayrıca, Ürdün'de haftalık önemli bir öneme sahip olan kültürel etkinlikler hakkında bilgi merkezi sayılan "Jordanian Events Guide" web-sitesinde Azerbaycan sanat ustalarının konserlerinin zamanı ve "Mugam üçlüsü" hakkında bilgi içeren bir afiş yerleştirildi.


www.orobanews.com/index.php/culture/15992

Eluca Atalı Kerkük`ten kitap yazdı

Eluca Atalı`nın "Kerkükler – yalnız Türkler" isimli kitabı yayınlandı. Yazarın kitabında son birkaç yıl içinde yazmış olduğu sosyal-politik konulu makale, röportaj ve denemelerinden seçmeler yer alıyor. Biçim ve tarz ne olursa olsun, yazarın tüm eserlerinde temel çizgi gibi Kuzey ve Güney Azerbaycan'ın, Türk dünyasının bugünkü durumuyla ilgili ortaya çıkmış sorunlara takipçisi olduğu Asif Ata felsefesi ve kendi bakış açısı temelinde açıklık getirmeye çalışıyor. Aynı zamanda, Kerküklü şair ve araştırmacı Şemseddin Kuzeci`nin, Türk şairi İsa Kayacan`ın, Özbek şairi Osman Azim`in, Kırgız şairi Nadirbey Alimbeyin ve diğer Türk yazarların yaratıcılık öreneklerinin incelenmesini bu kitapta bulmak mümkündür. 

27 Haziran 2014 Cuma

Gah Devlet Kukla Tiyatrosu "Düğüne gec kalan tilki" oynunu oynadı

25 Haziran 2014 tarihinde Gah Devlet Kukla Tiyatrosunda tanınmış yazar, modern çocuk edebiyatının önemli isimlerinden olan şaire, onlarca kitap yazarı, Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi Alemzar Alizade'nin "Düğüne gec kalan tilki" isimli oyunu sahne hayatı buldu. Oyunun yönetmeni Yusuf Abdurahmanov, ressamı Emrah Memmedov, bestecisiyse Hudayat Askerovdur. Çocuklar ve yetişkinler tarafından büyük ilgiyle karşılanan oyunda esas karakterleri Aynure Abbasova, Azer Kerimov, Araz Mehrablı, Zaur Paşazade, Afet Yakubova, İlmar Abdullayev oynuyorlar. Masalcı rolünüyse Nuri Mustafayev üstlendi.

Törene katılan yazar oyunda emeği geçen herkese teker teker teşekkür ederek, Gösteriden memnun kaldığını belirtti. Oyun Ekim ayından başlayarak Gah Devlet Kukla tiyatrosunda sevimli izleyicilerinin - çocukların yolunu bekleyecek. 

Akademik İ.Habibbeyli`nin önerisiyle Türkmen şairi Feraki`nin "Divan"ı Azerbaycan türkçesine uyarlanması işine başlandı

Büyük Türkmen şairi Mahdumkulu Feraki`nin yeni bulunmuş "Divan"ının tanıtım töreni yapıldı. Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi(AMEA) Edebiyat Enstitüsü çalışanı İsmihan Osmanlı Mahdumkulu Feraki`nin şimdiye kadar bilime bilinmeyen "Divan" ını ortaya çıkardı. Taşbasma yöntemiyle 1888 yılında basılan, 164 sayfadan oluşan bu kitap şu anda  Muhammed Fuzuli adına Elyazmaları Enstitüsü'nde bulunuyor.
AMEA Elyazmalar Enstitüsü Müdür Yardımcısı, filoloji üzerine dr.Paşa Kerimov kısa sürede bu "Divan"daki şiirlerden birkaçını uyarladı. Şairin eserlerinin yayınlarıyla karşılaştırma sırasında saptandı ki, "Divan" daki şiirlerin büyük çoğunluğu şimdiye kadar bilıinmeyen şiirlerdir.

Programda AMEA Toplumsal ve Sosyal Bilimler Bölümü akademik Sekreteri, AMEA Elyazmaları Enstitüsü Müdürü Teymur Kerimli, Türkmenistan'ın Bakü Büyükelçisi Toyli Komekov ve AMEA Edebiyat Enstitüsü çalışanı İsmihan Osmanlı konuşma yaptılar. 

Şeki`de ortak Türk tarihinin yazılması meselesi ele alındı

Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2012 yılında talimatı temelinde ortak Türk tarihinin yazılması konusunda AMEA Tarih Enstitüsü ve Türkiye Cumhuriyeti Atatürk Araştırma Merkezi bilimadamlarından oluşan Organizasyon Komitesi kurulmuştu. Geçtiğimiz günlerde Şeki şehrinde Organizasyon Komitesi`nin söz konusu meselenin tartışmasına adanmış toplantısı yapıldı.
Programa AMEA Tarih Enstitüsü Müdürü, milletvekili Yakup Mahmudov, enstitünün bilim işleri müdür yardımcısı, t.ü.fd Cebi Behramov ve diğer Azerbaycan tarihçileri ile birlikte, AAM-in Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, merkezin müdür yardımcısı Nihat Büyükbaş, merkezin bilimsel kurulu üyeleri Prof., Dr. Selma Yel, Prof. Dr. Abdullah İlqazi, Prof. Doç. Mehmet Ali Çakmak ve bilimsel çalışmalar üzere Başkan Yardımcısı Hüseyin Tosun katıldılar.

Oturumu açılış konuşmasını Y.Mahmudov açarak geçen dönem içinde ortak Türk tarihinin yazılması üzere belirlenen iki temel meselenin - "Türk devletlerinin tarihi" ve "Türk dünyasının ünlü devlet adamları ve kimlikleri" konularıyla ilgili yapılan çalışmaların mevcut durumunun tartışılması ve değerlendirilmesini önerdi. Azerbaycan, Türk, Özbek ve diğer Türk halklarının tarihin çeşitli dönemlerinde faaliyet göstermiş önemli devlet adamları, özellikle Emir Timur, Uzun Hasan, Sultan Mehmet Fatih, Şah İsmail Safevi, I Sultan Selim Yavuz, Sultan Süleyman Kanuni, Şah Tahmasb Safevi, Nadir şah Afşar ve diğer tanınmış devlet adamları hakkında Azerbaycan'da ve Türkiye'de bazı bilimsel ve siyasi çevreler tarafından yanlış, tarihi gerçeğe uygun olmayan, türk dünyası birliğine darbe vuran fikirlerin yansıtıldığı belirtildi. Oturumda bu gibi olgular eleştirilerek  her iki taraftan bu konularda hazırlanmış metinlerin beş ay içinde yeniden hazırlanarak  Organizasyon Komitesi'ne sunulması ve yazılı malzemelerin kısa sürede bilirkişilere ulaştırılmasına karar verildi. 

“Nefsine düşman, kalbine dost” – Alpagut Savaş Sanatı

Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan`ın Lider televizyonunda Türk`ün eski savaş sanatlarından birisi olan Alpagut Savaş Sanatıyla ilgili özel bir yayın gerçekleştirildi. Size o yayını sunuyoruz

Azerbaycan edebiyatının ünlü temsilcisi Celil Memmedguluzade'nin doğumunun 145. yıldönümü kutlandı

Bakü Şehir Kültür ve Turizm Müdürlüğü`nün organizasyonluğuyla Celil Memmedguluzade'nin ev-müzesinde XX. yüzyıl Azerbaycan edebiyatının ünlü temsilcisi, yazar, toplum ve düşünce adamı Celil Memmedguluzade'nin doğumunun 145. Yıldönümüyle alakalı tören yapıldı.
Törende ilk olarak ev müzesinin müdürü Perihanım Mahmudova konuştu.
Sonra AMEA Başkan yardımcısı, akademisyen İsa Habibbeyli konuşma yaparak Celil Memmedguluzade'nin yaratıcılığı hakkında bilgilerini paylaştı.

Programda, aynı zamanda BDU-nun profesörü Alhan Bayramoğlu, Halk Rəssamı Arif Hüseynov ve diğerleri C. Memmedguluzadeyle alakalı konuşma yaptılar.

Kuba'da Milli kahraman`ın anısına "Arkadaşıma mektup" belgesel filminin tanıtımı gerçekleşti

Azerbaycan`ın Kuba şehrinde Azerbaycan'ın Milli Kahramanı Albert Agarunov`un anısına adanmış "Arkadaşıma mektup" belgesel filminin tanıtımı gerçekleşti. Azkültür`e verilen bilgiye göre, Haydar Aliyev Merkezi'nde belgesel filmini izleyenler arasında Azerbaycan'ın Milli Kahramanı Albert Agarunov`un yakınları, Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın, İl camiasının temsilcileri vardı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanının emrinde uygun olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın siparişiyle yapılmış "Azerbaycan'ın Milli Kahramanları" dizisinden olan belgesel "Salname" stüdyosunda çekildi.
Milli Kahraman Albert Agarunov`un gösterdiği yiğitlikleri konu edinen "Arkadaşıma mektup" filminin senaryo yazarı ve yönetmeni Yefim Abramovdur.
Törende bir konuşma yapan İl kültür ve turizm müdürü Fuat Orucov ülkemizde savaş katılımcılarına, şehit ailelerine gösterilen devlet desteğini anlattı.
Belirtildi ki, Albert Agarunov 1969 Nisan 25 Bakü'de doğdu. 1987 yılında askere çağrılan Albert Vatana karşı görevini Gürcistan'da tamamladıktan sonra tank komutanı derecesini aldı. Karabağ Savaşı başlarken Albert Agarunov gönüllü olarak savaşa katıldı. O, Hankendi, Daşaltı, Cemilli taraflarında yapılan savaşlarda düşmanın hayli canlı kuvvetini ve zırhlı tekniğini imha ederek kahramanlığıyla ünlendi. 8 Mayıs 1992 tarihinde Şuşa`da gerçekleşen çatışmada Albert keskin nişancı kurşunuyla şehit oldu.
Milli Kahraman Albert Agarunov`un mezarı Bakü'de Şehitler Hıyabanı'ndadır.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı`nın 7 Haziran 1992 tarihli kararnamesiyle Agarunov Albert Agarunoviç ölümünden sonra "Azerbaycan`ın Milli Kahramanı" ismini aldı.

Sonra Azerbaycan'ın Milli Kahramanı Albert Agarunov`un anısına adanmış "Arkadaşıma mektup" belgeseli sergilendi.

Kemal Abdulla'nın eseri İran'da yayınlandı

Yazar Kemal Abdulla`nın «Yarım elyazısı» - «Sihirbazlar deresi» - «Unutmaya kimse yok» ünlü üçlemesinden ikinci kitap Türkiye, Rusya, Litvanya, Japonya, Kazakistan vb. gibi ülkelerin ardından bu günlerde İran'da da yayınlandı.
«Sihirbazlar deresi» romanı İran`ın Urmu şehrinde BUTA Yayın evi tarafından, ilk olarak, 2000 adet basıldı. Eserin metninin Fars alfabesine aktarılması ve yayınlanması ile ilgili tüm çalışmaları Sabah Morşed ve Muhammed Sübhdil gerçekleştirdiler.

Bu arada, İran yayınları «Sihirbazlar deresi» ni henüz 4 yıl önce baskı yapmaya gayret gösteriyorlardı. Fakat «eserin hurafe içeriği var» iddiası ile her romanın yayını önleniyordu. Nihayet, dört yıldan sonra yayınına izin verilen kitap  Haziran ayında basıldı.

26 Haziran 2014 Perşembe

Türkmenistan'da kültür günleri kapsamında düzenlenen uluslararası sergide Azerbaycan`a büyük ilgi

Türkmenistan'ın kuzey bölgesinde bulunan Daşovuz şehrinde Türkmenistan`ın Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov'un girişimiyle kültür günleri düzenlenmektedir.
Kültür Günleriyle ilgili burada çok sayıda törenler de dahil çeşitli uygulamalı sanat örneklerinin sergilendiği uluslararası sergi, dünya ülkelerinin ünlü sanatçılarının katılımıyla bayram konseri, çeşitli nesne ve işletmelerin açılış törenleri vb. yapılmaktadır.
Başkan Gurbanguli Berdimuhammedov'un da katıldığı uluslararası fuarda Azerbaycan'ın Türkmenistan Büyükelçisi Vahdet Sultanzade, büyükelçiliğin çalışanları devlet başkanına ve diğer misafirlere ülkemizin uygulamalı sanat örneklerini sundular. Sergideki Azerbaycan bölümü ziyaretçilerin ilgi odağına dönüştü.

Strasbourg'da Haydar Aliyev Vakfı organizasyonu ile dahi Azerbaycan şairi Nizami Gəncevi`ye adanmış sergi

Strasbourg'da, Avrupa Konseyi ikametgahında Haydar Aliyev Vakfı organizatörlüğüyle "XII ve XXI asırları birleştiren evrensel köprü: Nizami Gencevi yaratıcılığı (1141-1209)" projesi kapsamında sergisi açıldı. Ünlü Azerbaycan şairi Nizami Gəncəvinin 870 yıldönümüne adanmış serginin açılış törenine Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesindeki temsilci kadromuzun üyeleri, aynı zamanda, kuruma üye ülkelerin milletvekilleri, kurumun yetkilileri katıldı.
Sergide Azerbaycan'ın Avrupa Konseyi yanındaki şubesinin  Başkanı Emin Eyyubov, Konsey'in demokrasi üzere Genel Müdürü Sinejana Markoviç konuştular. Onlar Avrupa Konseyi'nde Haydar Aliyev Vakfı tarafından düzenlenen bu serginin, aynı zamanda, "Kafkasya'nın mirvarisi olan Azerbaycan'ın kültürel değerleri" projesi kapsamında yapılan etkinliklerin büyük ilgiyle karşılandığını vurguladılar.

Yapılan konuşmalarda  Azerbaycan'ın birinci hanımı, UNESCO ve ISESCO-nun iyiniyet elçisi Mihriban Aliyeva`nın yönettiği Haydar Aliyev Vakfı`nın Nizami Gencevi mirasının korunması, tanıtılması yönünde yaptığı çalışmalar takdir.  Sonra misafirler sergiyi dolaştılar.

"Haydar Aliyev ve Ordunun yapılanması" konulu yarışmanın galipleri ödüllendirildi

  "Aşık Şemşir" Kültür Ocağı Sivil Toplum Kuruluşu 26 Haziran Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin Yaratılış Günü dolayısıyla gençler arasında makale yarışması düzenledi. "Haydar Aliyev ve Ordu yapılanması" konulu yarışma şartlarına göre 18-29 yaşlarında olan gençler bu yarışmaya katıldılar. Onlar "Haydar Aliyev ve Ordu yapılanması" başlığı altında yazılan ve şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmayan makalelerini Birliğin elektronik adresine yolladılar. En iyi 6 makalenin sahibi  "Aşık Şemşir" Kültür Ocağı Sivil Toplum Kuruluşu tarafından ödüllendirildi.
Törende konuşan Birliğin Başkan Yardımcısı Habib Misirov, Birliğin Basın Sözcüsü, yarışmanın organizatörü Kurban Ali Ömer, "Yeni Hayat ve İnsani Sosyal Dayak" STK-nin Başkanı Naile İsmayılova Aşık Şemşir mirasının korunmasının önemini, ordumuzun bugünkü başarıları ve gelecekte yapılacak işlerden konuştular. Belirtildi ki, modern Azerbaycan ordusunun askerleri Ulu Önder Haydar Aliyev siyasetini özenle sürdüren  Ordumuzun Baş Komutanı İlham Aliyev'in yönetimi altında bir gün Karabağ'da Kelbecer`de, Şuşa`da, Hankendi`nde üç renkli bayrağımızı dalğalandıracaklar.
Daha sonra gençlerden Fazıl Kasımov, Efsane Aleskerrli, Gülnar Amiraslanova ve diğerleri konuştular.

Sonunda "Haydar Aliyev ve Ordu yapılanması" konulu yarışmada ödüllendirilen gençlere ödülleri sunuldu. Yarışmanın galipleri Sevinç Necefova, Efsane Aleskerli, Sadi Mirseyidli, Fəxriyyə Yahyayeva, Metleb Memmedov ve Gülnar Amiraslanova "Aşık Şəmşir Kültür Ocağı" na gençlee gösterdikleri dikkat ve ilgi dolayısıyla  teşekkür ettiler.

Azerbaycan-Özbekistan edebi ilişkileri gelişmektedir

Ünlü Özbek edebiyatbilimcisi ve çevirmeni Babahan Şerif Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı, Halk Yazarı Anar'ın davetiyle ülke yazarlarının Bakü'de düzenlenen XII kurultayına katıldı.
Babahan Şerif yaptığı açıklamada, Azerbaycan yazarlarının Kurultayı`nın başarıyla kutlandığını belirterek Azerbaycan ve Özbekistan edebi ilişkileri hakkında yaptığı konuşmadan söz etti: “Kurultay günlerinde Azerbaycan'ın tanınmış yazarlarıyla görüşmeler yaptı, ülkelerimiz arasında yaratıcılık ilişkilerinin derinleştirilmesi konuları tartışıldı. Görüşmelerde Taşkent'te Özbek dilinde basılan "Kitob dunyasi" gazetesiyle Bakü'de yayınlanan "525 – ci gazete", ayrıca Özbekistan'ın "Yoşlıq" ve Azerbaycan'ın "Yıldız" dergileri arasında işbirliği mutabakat sağlandı. Azerbaycan-Özbekistan edebi ilişkileri gün geçtikçe gelişmektedir.”

Hatırlatıyoruz ki, B. Şerif Azerbaycan'ın Özbekistan Büyükelçiliği yanında Haydar Aliyev Kültür Merkeziyle işbirliğini sürdürmektedir. Bu yıl onun "XX yüzyıl Azerbaycan Şiiri Antolojisi" tercüme kitabı Taşkent'te yayınlandı. B. Şerifov Özbekistan'da edebiyat bilimiyle alakalı yazılmış 13 kitabın yazarıdır. O, şimdiye kadar 25 eseri Azerbaycan, Türk ve Rus dillerinden Özbek türkçesine çevirdi.

Astana'da "GLOBAL-Turk" adlı yeni derginin ilk sayısı yayınlandı

Kazakistan'ın Astana şehrindeki Türk Akademisi tarafından yayına hazırlanan "GLOBAL-Turk" isimli yeni uzman analitik dergisinin ilk sayısı yayınlandı.
Dergide Türkçe konuşan ülkelerin sosyoekonomik gelişimine, ayrıca bu ülkeler arasında insani işbirliği konularına ait analitik makalelerin yayını tasarlan.
Derginin editör kadrosuna Kazakistan, Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Japonya, ABD ve Rusya'nın tanınmış bilim adamları, uluslararası kuruluşların ve stratejik merkezlerin başkanları dahildir.
"Beşeri Bilimler", "Uluslararası İlişkiler", "Sosyal-siyasi süreçler" ve "Tarih sorunları" bölümlerinden oluşan yayının birinci sayısında okurlar Kazakistan, Azerbaycan, Almanya, Türkiye ve Özbekistan bilimadamlarının tarih, Türkoloji, ekonomi, göç ve diğer sorunlara ilişkin makaleleri okuyacaklar. Bu sayıda ayrıca dünyaca ünlü Kazak yazarı Olcas Süleymenov`un "Sümer'den Çin'e kadar ve sonra" isimli yazısı da yayınlandı.

Dergiye yazılmış "Önsöz" de "Biz Türk dünyası`nın bilimsel entegrasyonuna gücümüz varan derecede katkı vereceğiz". – denmektedir. İki ayda bir yayınlacak olan dergiye dökümanlar Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi üyeleri olan ülkelerin dillerinde, ayrıca Rusça ve İngilizce kabul edilmektedir.

Vahit Aslan: “Bir daha söylüyorum asıl sanat örneği görünenleri değil, hakkıyle sözün gücü ile tespit edendir”


Altaylardan Balkanlara,
Tufanları yara-yara,
Zaferden zafere varan
Soyum Türk`tür,  şanlı  Türk`üm!


Azerbaycan Yazarlar ve Gazeteciler Birlikleri'nin üyesi, "Öğretmen sözü" gazetesinin baş editörü, yazar - gazeteci Vahit Aslanla söyleşi:



- Şiirinizde bir şairin farklı, ancak Bütünlüğe doğru yol giden adımlarının ayak izleri duyulmaktadır. İç dünyanız ve hayatınız açısından hangi süreçler sizi bu günlere getirdi?
- İlk şiirimi yazdığım anları şimdi de tüm detaylarıyla anımsıyorum. 10 yaşlarındaydım. Bir yaz sabahı köy evimizde uykudan uyandığım zaman açık pencereden odama dolan bir mahzun nağmenin büyüsüne kapıldım. Yanık ses kalbimin derinliklerine işledi. Bu ses rahmetli Sahavet Memmedov`un sesiydi. "Sesin gelsin barı, bülbül" - diye yanık yanık okuyordu. Aynı gün ilk şiirimi - "İnsan" adlı şiirimi yazdım. Bu andan itibaren sözün büyüklüğünü anladım. Diğer yandan da doğduğum Gedebey bölgesinin güzel tabiatı, helallikten yoğrulmuş adamları, doğal kaynakları, saf suları, dağların temiz havası, kayaların eğilmezliği kendi bünyesinde asıl şiir dünyasını barındırmaktadır. Ben de bu dünyanın kucağında büyüyen birisi olarak daha sonra bu dünyanın bir parçasına dönüşmek istedim. Şimdi de gece gündüz dualar ediyorum ki, Tanrım beni herkesin yaşayamadığı "sadece benim olan dünyamdan" ayırmasın. Bu benim hem de dünyanın kendisine sığmayan iç dünyamdır. Benim için herkes gibi yaşadığım dünya çok küçük ve sıkıcıdır. Benim olan dünya sadece sözlerle yüzleştiğim, karşılaştığım dünyadır. Biz bir birmizi anlaya, avuta ve yaşatabiliyoruz. Söz ve ben.
-Hep soruyorlar şairlerden ya "şiir nedir?" - diye. Peki, Vahit Aslan için şiir nedir?
-Herhangi nesnenin (eşyanın ) görünmeyen yüzünün kelimeler aracılığıyla açıklanması, hem de ilahi açıklamasıdır şiir. Şiir - insanlık ve Tanrı sevgisiyle süslenmiş kalbin ilahi sözle kavuştuğu bir kattır. Şiir - gönlünü söze verenlerin, sözden incinmeyenlerin,  söze kötü müamele etmeyenlerin, söz sevdasına tutulanların ölümsüzlüğüdür. Şiir çeşme sesi gibi sakin, duygusal fısıltıdır, .. şiir söz yığını, boğazdan yukarı bağırma olamaz ve değildir de...
-Bir şair olarak herhangi bir kuşağa ya da akıma dahil ediyor musunuz kendinizi? Veya kendinizi yakın hissettiğiniz bir şiir damarı var mı ?
-Biliyorsunuz, bu konuda konuşmak daha çok eleştirmenlerin işidir. Yazar kendisini hem de eleştirmen gözüyle tanımak zorunda. Maalesef, bugün AYB - de at oynatan eleştirmenler nesnellikten ve vicdan hissinden çok çok uzaklar. Bu durumda bu soruyu bir yazar olarak kendim cevaplamak zorundayım. Ben kendimi genel olarak 90'lı yıllarda özgürlük hareketine katılanların sırasında görüyorum. Hem fiziksel, hem de manevi olarak. Şimdi de 20-25 yıl öncesine boylanan ruhumun daha çok o yıllara bağlı olduğunu anlıyorum. Türkçülüğün düşüncemize ve arzularımıza sahiplendiği yıllara. Su çorak toprağa işlediği gibi, Türkçülükle ruhum baştanbaşa doluydu ve ben bugün de o anların mutluluğunu yaşamaktayım. Şiirlerimin de neredeyse hemen hemen hepsinin temeli türkçülüğe ve ulusal özgürlük hareketine dayanmaktaydı. Gerçi, o zamanlar ben 20-21 yaşlarında genç bir öğrenciydim. Yaşanan süreçlere kayıtsız değildim ve geceleri rüyalarımda da bağımsızlığa yürüyen üç renkli bayrağımızla yürüyürdüm. 1992 yılında Trabzonlu arkadaşımla ilk kez Türkiye'ye ayak basarken, damarlarımda kanım coşmuş, mutluluktan çıldıracak gibi olmuştum. Yani onu anlatmak istiyorum ki, bana gore en başarılı şiirlerimi ulusal özgürlük hareketinin kapsamında olduğum dönemlerde yazdım . Bu yüzden de doksanlı yıllara aitim dersem bunu yazdıklarıma ve emellerime rağmen hak etmiş olurum. Kendime yakın hissettiğim şiir damarını sorarsanız karakter olarak daha fazla duygusalım ve bu damar şu an da bile belli oluyor şiirlerimde.
-Edebiyata gelişin çok hareketli yıllarına rastladı Azerbaycan'ın. Sovyetler Birliği dağılmıştı ve Azerbaycan Karabağ sorunuyla başbaşaydı. Bize o dönemlerden bahsedebilir misin?
-Yukarıda da belirttiğim gibi, o dönemlerde yaşanan olayların içindeydim. Dolayısıyla yaşanan olaylar hem de benim iç dünyama yansımıştı. Bağımsızlık kazandığımız için mutluluk duyuyor, Karabağ'daki kaybettiklerimize üzülüyordum. Çelişkilerle dolu olan bir dönemdi ve milli kaygılarla olan kimse olup bitenlere kayıtsız kalamazdı. Özgürlüğü çağrıştıran şiirler yazıyor, dostlarımın arasında dağıtıyor, bir tür propagandayla meşgul oluyordum. Bunun acısını yaşadığım anlar da oluyordu. Halen imparatorluğun ( SSCB ) kölesi olmak isteyenler beni üniversiteden kovmakla korkutuyorlardı. Fakat bunlara aldırmadan bağımsız devlet kurmak yollarında pay sahibi olmak için çalışıyordum. Öbür yandan da Karabağ derdi. Nihayet 1992 yılının yazında gönüllü olarak öğrenci savaşçı olarak cephe bölgesine gittim. Fakat silahla davranamadığımdan, hem de dersler başladığından beni geri gönderdiler. Şimdi de pişmanlığını yaşıyorum neden itiraz etmedim beni geri göndermelerine. O dönemde Azerbaycan hem bağımsızlığını kazanmak, hem de Karabağ'ı serbest bırakmak gibi iki ağır cephede savaşıyordu. Bugün hala çoğu kimse bunları anlamak istemiyor. Bir kez daha söylemek istiyorum oldukça ağır dönemlerdi. Eğer biz bugün bağımsız olabildikse ve Karabağ'ın bir kısmını hala elimizdeyse, o ağır dönemlerde mücadele veren insanlara borçlu olmalıyız. 1989 - 1993 yılları yitirdiklerimizin ve kazandıklarımızın fonunda Azerbaycan tarihinin onurlu yıllarıdır diye düşünüyorum.
-Bir de bir şehit şair Nizami Aydın var sevdiğiniz şairler arasında... Vahit Aslan için Nizami Aydın kimdir ?
-Nizami Aydın 1961 yılında Gence şehrinde doğdu . Gence'de Pedagoji Enstitüsü'nün matematik bölümünü tamamladı. Ben onunla ilk kez 1989 yılında Gence'de Garip Mehdi'nin yönettiği "İlham" edebi topluluğunda tanıştım. O zamanlar ben de Pedagoji Enstitüsü'nün matematik Bölümü'nde eğitim alıyordum. Edebi topluluğa geldiğimde artık orada oturuşmuş, kalemiyle toplumda kendisine yer edinmiş şairler vardı ki, bunlardan birisi de Nizamiydi. O, kendisine AYDIN mahlasını seçmişti ki, bu da onun yaratıcılığı ile kimliğini tam ifade ediyordu. 1990 siyah Ocak günlerinde Nizami çoklarımız gibi oturup sadece ağlamadı , "Gorbaçov'a şiir" diye bir şiir yazdı ve bu şiiri milyonlarla Azerbaycanlının hak sesi olarak telegraf halinde Moskova'ya Kremlin'e gönderdi. O, hiçbir zaman çoğu kimseler gibi yalandan "Ay vatan" diye ağlayıp sızlamazdı. O, vatan sevgisini, vatan hiddetini usul usul kalbinde taşırdı. Böylece de 1992 yılının Mayıs ayında duyduk ki, Nizami artık savaş bölgesindedir. Hatta onun çalıştığı 18 sayılı okulda dersleri boş geçince anlamışlar ki, Nizami artık gönüllü olarak savaşa katılmış. 1992 yılının 15 Haziran tarihinde kanlı savaşların birinde Nizami "Terlan" ismini verdiği tankında yanıp kül olmak pahasına bile 40 – a yakın Azerbaycan askerinin hayatını kurtardı. Ben "Nizami Aydın" eserini yazarken bir takım arşiv malzemelerini inceledim ve aynı zamanda Nizami'nin savaş arkadaşları ile görüştüm. Aldığım bilgiler sonunda bir kahraman, şehit şair hakkında belgesel bir uzun şiirin (ssenaryo uzun şiir) yazılmış oldu.
-" En zor şey yazmaya başladığında samimi olmaktır " - diyor Andre Gide. Şiirlerinizi okuyunca kendini gizlemeyen, kendisini içtenlikle ifade eden bir şair görüyorum. İçtenlik hakkında ne söylemek istersiniz ? Sizce sanatta ve hayatta ağzına geleni söylemekle içtenlik arasında nasıl bir alakasızlık var ?
-Gide muhtemelen, bu görüşleri söyleyince kendi durumunu dikkate almış. Genellikle herhangi insan için samimi olmak karakter meselesidir. Yazar içinse yazdıklarında samimi olmak iç dünyasında özgürlük meselesidir. Bu hem de kitlenin diliyle ifade edecek olursak vicdan meselesidir. Bu hem de edebi dilde ifade edecek olursak İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ meselesidir. Çünkü İLAHİ SÖZ cesaret ve samimiyetle doğru orantılıdır. Ağzına geleni söylemek, sözleri incitmek demektir. Sözü inciten birisiniyse tanrı sevmez ve şairlikle ödüllendirmez!
-Her sanatsal varlığın sübjektif ve görünen bir tarafı var. Sanatçının bu saydığınız toplumsal duruş ve sosyal sorumluluk içinde olması onun subjektifliğini ve özgürlüğünü sınırlandır mıyor ki?
-Bir daha söylüyorum asıl sanat örneği görünenleri değil, hakkıyle sözün gücü ile tespit edendir . Olağan halde göre bilmediklerini kelimelerin arasında görebilen okur iyi anlamda hayretler içinde kalıyor ve söze aşık oluyor adeta.. Hem de bir yakınıymış gibi söze ilgi duyuyor, onun büyüklüğüne tapıyor. Özleyen, dara düştüğünde en sevimli kitabını arıyor ve sözlerle derdini paylaşıyor. İşte benim için de sosyal sorumluluk hem de sanat sorumluluğu olarak sözün gücü ile sadık oxurumun benden istediklerini ona sunmaktır. Yazdıklarım kimsenin sırrına, yol arkadaşına dönüşebilir mi? Bu soru hep beni düşündürmüştür. Yazar özgürlüğümün belli bir bölümünü elimden alsa bile... Fakat ben bütün kitle ilgisinin yazar özgürlüğünün üstüne çıkmasına karşıyım. Zira,  kitlenin gereksinimlerine hesaplanan eserler sabun köpüğü gibidir ve asla kalcı değillerdir. Maalesef, bugün en çok satan kitaplar da işte kitle için yazılmış kitaplardır. Bu hem de toplumun kendisinin uğradığı bir beladır.
-Büyük şehirde yaşamanıza rağmen, şiirlerinizde yüksek bir doğa sevgisi var. Nereden kaynaklanıyor bu doğa sevgisi?
-İnsanlara, tanrıya, dünyanın kendisine olan sevgiden.
-Türk şiirini izlemek imkanınız var mı? Vahit Aslan'ın Türk şairlerinden seve - seve okuduğu kimler var ?
-İsimleri sıralarsam, büyük bir liste alınır. Çünkü ben aslında ister klasik, ister modern Türk edebiyatının vurgunuyum. Belki de dünya edebiyatı benden dolayı öyle Türk ( Turan ) edebiyatının kendisidir desem yanılmam. Gerçi " Nobel " ödülü almış Orhan Pamuk`u okumağa pek te hevesli değilim. Örneğin Mehmet Akif tüm dönemler için benim ruhumun şairidir.
-Türkiyeli okurlara sözünüz, savınız?..
-... Göğün  özünden  gelmiştir,
Hakk`ın izinden  gelmiştir,
“Tanrı”  sözünden  gelmiştir
Soyum Türk`tür,  şanlı Türk`üm!

İnsanlığın ezelidir,
Batı,  doğu  öz ilidir,
Varlıkların güzelidir,
Soyum Türk`tür,  şanlı  Türk`üm!

Ak Hun, Göktürk, Avar, Hazar,
Karahanlılar, Gazneviler...
“Altay”,” Sibir”,” Altun asker”,..
Soyum Türk`tür,  şanlı  Türk`üm!

“Şecere -i terakime”,
-mekanımdır – “Oğuzname”...
Devran bilir beni kimim,
Soyum Türk`tür,  şanlı  Türk`üm!

Safeviler –Kızılbaşlar,
Bir kızıl tarih yazmışlar,
Alnım açık, nam aşikar
Soyum Türk`tür,  şanlı  Türk`üm!

Altaylardan Balkanlara,
Tufanları yara-yara,
Zaferden zafere varan
Soyum Türk`tür,  şanlı  Türk`üm!

Han olmuştur, han olacak,
“Can”  - diyene can olacak,
Birgünse Turan olacak,
Soyum Türk`tür,  şanlı  Türk`üm!


Söyleşi: Oktay Hacımusalı

25 Haziran 2014 Çarşamba

"Elçin hakkında düşüncelerim" monografiyası İran'da yayınlandı

Ünlü edebiyat adamı, profesör Gazenfer Paşayev Halk Yazarı Elçin`in çok yönlü yaratıcılığı konusunda yazdığı makaleleri geçen yıl "Elçin hakkında düşüncelerim" başlığıyla ayrıca kitap olarak yayınlamıştı.
Bu kitap bu günlerde Tahran'da da basıldı.
Azkültür`ün edindiği bilgiye göre, kitabı "Hudaferin" dergisinin baş editörü, doktor Hüseyin Şərqiderecek-Soytürk cevirerek "Önsöz" yazdı.
"Önsöz" de Elçin`in yaratıcılığı ve profesör Gezenfer Paşayev`in Halk Yazarı hakkında yazdığı makaleler takdir edilmektedir.

Halk Yazarı Elçin`in şimdiye kadar İran'da Azerbaycan ve Fars dillerinde üç kitabı yayımlandı.

24 Haziran 2014 Salı

Bakü'de "Benim yurdum Azerbaycan" festivali düzenleniyor

 24 Haziran'da Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle Reşid Behbudov Devlet Şarkı Tiyatrosu'nda IV Cumhuriyet Milli azınlıkların "Benim yurdum Azerbaycan" festivali kapsamında ikinci seçim turu yapıldı.
Azkültür`e verilen bilgiye göre, tiyatronun sahnesinde Astara, Masallı, Şeki, Balaken ve başka bölgelerin talış ve avar milli azınlıklarını temsil eden yaratıcı kollektivleri katıldılar. Onlar milli dans gösterileri sunarak, Azerbaycanca ve kendi dillerinde halk şarkıları söylediler.

25 Haziran'da - festivalin son gününde Azerbaycan Devlet Müzikal Tiyatrosu'nda milli azınlıkların yaratıcı kollektiflerinin katılımıyla gala konser gerçekleşecektir.

23 Haziran 2014 Pazartesi

Masallı`nın "Halay" topluluğu Macaristan yolcusu

2-6 Temmuz 2014 tarihlerinde Macaristan'ın Kaloça kentinde XX geleneksel Tuna şarkı ve dans festivali yapılacaktır. Azkültür`e verilen bilgiye göre, 10'dan fazla ülkenin katılacağı festivale bu yıl Azerbaycan fahri konuk statüsünde davet aldı. Ülkemizi bu popüler kültür Bayramı'nda Masallı bölgesi`nin ünlü "Halay" dans grubu ve halk çalgı aletleri topluluğu temsil edecektir.
Tuna festivali kapsamında canlı müziğin eşliğinde Azerbaycan danslarının gösterisi, folklor örneklerinin tanıtımı, ayrıca Azerbaycan müziği gecesinin düzenlenmesi planlanıyor.

Göyçay'da "Azerbaycanlı Yura" belgeseli sunuldu

Göyçay kentindeki Resul Rıza kültür evinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl yürütme erkinin ve İlçe kültür ve turizm departmanı birlikte düzenledikleri devlet siparişi bazında yönetmen Asif Abramov`un "Yaddaş" stüdyosunda ürettiği "Azerbaycanlı Jura" belgeseli sunuldu.Kültür ve Turizm Bakanlığı basın servisinden Azkültür`e verilen bilgiye göre, Yuri Kovalyov`un doğduğu Göyçay bölgesinde gerçekleştirilen törende İl vali yardımcısı Rahşende ​Recepova, bakanlığın sinematografik Şubesi çalışanı Elşad Aliyev, İl kültür ve turizm müdürü Sahip Şükürov, Yuri Kovalyov`un ablası Terane Memmedova ve başkaları böyle filmlerin önemini anlattılar.
Konuşmalar zamanı topraklarımızın özgürlüğü uğruna canlarından geçmiş yiğit Vatan evlatlarının hatırasının devletimiz ve halkımız tarafından daima yücelerde tutulduğu, saygıyla anıldığı kaydedildi.Sonunda film yayımlan.

Çağdaş Azerbaycan filmlerini tanıyalım



 "Dolu" filmi

Akil Abbas'ın romanından uyarlanan "Dolu" filmi Karabağ savaşında Vatan uğruna soluk soluğa savaşan Azerbaycan oğullarının kahramanlığını konu ediniyor. Çekimler İsmayıllı, Şemkir, Ağcabedi bölgelerinde yapıldı.
Filmin yönetmeni Mustafa Caferov, senaryo yazarı Akil Abbas, operatörü Nadir Mehdiyev, ressamı Refik Nesirov, bestecisi Polad Bülbüloğlu, İcra yapımcısı Nadir Aliyev'dir.
Oyuncular Mehmet Safa, Rıza Rzayev, Elvin Ahmedov, Fuat Poladov, Ferhat İsrafilov, Oktay Guliyev, Vagif Samedzade, İsmail Murtuzaliyev, GulShenzar Ceferova, Şamil Süleymanov, Şahmar Garibli, Sabir Melikov, Alikulu Samedov, Perviz Bağırov, Muharrem Musayev, George Qafarov, Mayak Kerimov ve digerleridir.

Filmin galası 2 Ağustos 2012 yılında Nizami Sinema Merkezi'nde gerçekleştirildi.

"Azerbaycanfilm" den çocuklara güzel bir haber

“Azerbaycanfilm” film stüdyosu çocuklar için yeni sanatsal film çekecek. "Değerli isimler" filmi çocuklar arasında iletişimi, onların hayata, modern teknolojiye karşı tutumunu konu ediniyor.
Filmin senaryo yazarları Elza Ağayeva ve Anastasiya Volkova, yönetmenleriyse Cavid Ahmedov ve Refik Aliyev'dir.

Şu anda film hazırlık aşamasındadır.

20 Haziran 2014 Cuma

Gence'de Aşık Şemşir`in hatıra gecesi yapıldı

Gence şehrinde "Avrasya Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü" ve "Aşık Şemşir" Kültür Ocağı Svil Toplum Kuruluşlarının birlikte düzenledikleri "Türk dünyasının aşık, ozan merkezlerinden olan Kelbecer`den Türk dünyasına gönül köprüsü. Üstad Ağdaban`lı şair Kurban`ın ve Aşık Şemşir mirasının ışığında Türk dünyası ozan gecesi"düzenledi.
"Aşık Şemşir" Kültür ocağından Azkültür`e verilen bilgiye göre, gecenin katılımcıları öncelikle Göygöl ilçesinde Aşık Şemşir`in anıtını ziyaret ettiler.
Programda Aşık Şemşirle alakalı video yayımlan. "Aşık Şemşir Kültür Ocağı" Sivil Toplum Kuruluşu`nun başkanı Gamber Şemşiroğlu ülkemizde aşık sanatına olan büyük dikkati anlattı. 2003 yılında Ulusal lider Haydar Aliyev'in Aşık Şemşir`in 110 yıllık yubilesinin kutlanmasıyla alakalı imzaladığı önergenin uyarınca Göygöl İlçe Çocuk Müzik Okulu'na onun isminin  verilmesi, caddelerden birine onun ismi verildiği vurgulandı.
Ulu Önder'in uygun yönde stratejisi Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından da başarıyla sürdürülmektedir. Ülkemizin birinci hanımı, Haydar Aliyev Vakfı Başkanı, UNESCO ve İSESCO-nun iyiniyet elçisi Mihriban Aliyeva'nın girişimiyle aşık sanatı UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel miras üzere Reprezentativ listesine dahil edildi.
Törende Aşık Şemşir`in hayatı ve yaratıcılığı hakkında geniş bilgi verildi, sanatçının ifasında 75 aşık güftesinin filme aktarıldığı belirtildi. Vurgulandı ki, Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü tarafından Aşık Şemşir`in doğumunun 110 ve 120 yıllık yıldönümleri münasebetiyle uluslararası bilimsel konferanslar düzenlendi.

Törende Aşık Şemşir` in saz besteleri seslendirildi, hakkında anılar ve destanlar söylendi.

Bakü Çocuk Tiyatrosu uyuşturucunun insan sağlığına verdiği zararı konu edinen oyun sergiledi

Bakü Şehir Kültür ve Turizm Müdürlüğü`nün "gençlerimizi koruyalım" sloganı altında uyuşturucuya karşı mücadele haftası kapsamında Bakü Çocuk Tiyatrosu tiyatroseverlere iki oyun sundu.
Tiyatrodan Azkültür`e verilen bilgiye göre, İ.Abilov Kültür evinde "Uyuşturucu bağımlılığı insanlığın trajedisi" sloganı altında yazarı Arzu Soltan, yönetmeni İntikam Soltan olan "Gösteri" isimli monooyunu sunan tiyatro yıl boyunca bu konuda yaptığı farkındalık kampanyasını sezonun sonuna kadar sürdürmüştür.

Genel olarak, yıl boyunca 150'ye yakın oyun oynayan tiyatro çalışanları 12. tiyatro sezonunun son oyununu Şüvelan kültür evinde gerçekleştirdiler. Tiyatro çalışanları burada uyuşturucuya ve yasadışı uyuşturucu kaçakçılığına Karşı Mücadele Devlet Komisyonu ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın siparişiyle Arzu Soltan`ın yazdığı, İntikam Soltan`ın yönetmeni olduğu  "Hayatla oyun" oyunuyla sahne aldı.

Modern Azerbaycan sanatçılarını tanıyalım

Perinisa Fazil kızı Askerova

1976 yılında Nahçıvan`da doğdu. 1993-97 yıllarında A.Hüseyinzade adına Azerbaycan Devlet Kültür ve Sanat Universitetinde eğitim gördü. Serbest olarak halı ve minyatürün temel bilimsel sisteminden öğrendiklerini, klasik Minyatüre uygulayarak modern tarz yaratmak için uğraşıyor. 5 kitapta elişleri kullanıldı. Şimdiye kadar 1 kişisel, 5 karma sergiye katıldı. Amerika'da ve Türkiye'de çalışmaları sergilendi. Azerbaycan Ressamlar Birliği`nin üyesidir.












19 Haziran 2014 Perşembe

"Aşık Şemşir Kültür Ocağı " Sivil Toplum Kuruluşu gençler için yarışma ilan etti

26 Haziran Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri`nin oluşturulması günü dolayısıyla "Aşık Şemşir Kültür Ocağı " Sivil Toplum Kuruluşu gençler arasında makale yarışması ilan etti. "Haydar Aliyev ve ordu yapılanması" isimli yarışma şartlarına göre 18-29 yaşlarında istenilen genç bu yarışmaya katılabilir. Onlar "Haydar Aliyev ve ordu yapılanması" başlığı altında yazılan ve şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmamış makalelerini 20 Haziran 2014 saat 18:00 kadar info.ashiqshemshir @ gmail.com adresine yollayabilirler. Makaleler sadece aşağıdaki gereksinimleri karşılaması durumunda kabul edilecektir:
1. Dil-Azerbaycan dili
2. Boyut-2 sayfaya kadar, 14 punto
3. Word-Times New Roman
4. Otobiyografi: 350-400 işaret + fotoğraf.

Şunu da belirtelim ki, kabul edilen makalelere "Aşık Şemşir Kültür Ocağı " Sivil Toplum Kuruluşu 'nin uzmanları tarafından bakılacak ve galip olan yazarların isimleri Bakü'de yapılacak olan tanıtım sırasında açıklanacak. Galiplere para ödülü, değerli hediyeler ve diplomalar verilecektir.

Bakü'de Gürcü yazarın kitabının tanıtımı düzenlendi

18 Haziran`da Uluslararası Muğam Merkezi'nde Azerbaycan Yazarlar Birliği'nin 80. Yıldönümüyle alakalı düzenlenen toplantılar çerçevesinde Gürcistan'ın kültür ve yapıların korunması Bakanı Guram Odişariya`nın Azerbaycan dilinde yayınlanmış "Başkanımızın kedisi" kitabının tanıtım gecesi düzenlendi.
Azkültür`e verilen bilgiye göre, Sumgayıt`daki "Bilgi" yayınlarının matbaasında basılmış 288 sayfalık kitabı Gürcü dilinden Eyüp Giyas çevirdi. Kitabın editörü Ehtiram İlhamdır.

Hatırlatalım ki, Guram Odişariya ünlü Gürcü yazarı ve yorumcusudur. O, yirmiden artık şiir ve nesir kitaplarının yazarıdır. Birkaç edebi ve devlet ödüllerinin sahibi olan yazarın eserlerinin başlıca avantajı yaşam dramatizminin sanatsal öğelerle yansıtması ve karakterlerinin içtenliğidir.