Bebek katili! - Evet, bu ad "statü" kim(ler)e
yakışıyorsa... işte on(lar) dan gidiyor. - Ermeni özel güvenlik birimlerinin talimatıyla
Azerbaycan'da (Sovyet döneminde) doğumevinde gerçekleştirilen katliamdan söz
ediyoruz... Ermeni teröristlerden birisi, tamı tamına 45 sene Azerbaycan'ın
Tovuz ilinde böyle bir görev üstlenmişti... Nasıl mı?! Ben söylersem,
inanmayacaksınız, şaşıracaksınız, belki de ...
... On yıllardır,
yüzümüze gülerek binbir
hiyleyle güvenimizi kazanarak, soframızın en saygın makamında
oturttuğumuz, bazen
boğazımızdan bile kesip yedirdiğimiz bu Ermeniler nasıl evler yıktılar, kimlerin ocağına incir ağacı diktiler, kaç ailenin gözlerini yaşlı bıraktılar?!...
İnsan diye nitelendirilen birisi de bu kadar acımasız, kansız ola bilir mi?! Bebek katilleri! - Binlerce yeni doğmuş
Azerbaycan çocuğunu, göbeğine zehirli madde sürerek "sepsis" çocuk
hastalığı tanısıyla öldürüyorlarmış!.. Çocuklar doğduktan sonra sadece bir ay
yaşıyormuş. Evet, Ermeniler Azerbaycan'ın birçok bölgelerinde bu acımasız
terörü yaptılar. Biz ancak birisini günyüzüne çıkardık, o da bize çok pahalıya
mal oldu. O dönemde Ermeniler`e karşı haklı söz söylediği için o insanı neredeyse
"vatan haini" ilan ettik!..
1941 yılında Almanlar Azerbaycan'dan sürüldükten
sonra Ermeni istihbarat servisleri Alman evlerinin birçoğuna Ermenileri
yerleştirdiler. Kendi çirkin terör eylemlerini rahatça yapmaları için... Bu teröristlerden
birisi, tam 45 sene Tovuz ilindeki doğumevinde hemşire olarak çalışmış Tamara
ADAMOVA (oysa soyadı Adamyandı) olan bir Ermeni kadındı. 1990 yılında o,
Erivan'a göçettiği zaman “ben Türklerden öcümüzü aldım. Sayısız oğlan çocuğu
öldürdüm... Ben Ermenistan'ın özel istihbarat organlarının bana verdiği gizli
görevimi yaptım. Bana "Ermenistan'ın milli kahramanı" payesi verilmelidir."
- demiştir.
1945 - 1990 yılları arasında Azerbaycan'daki doğumevinde
hemşire olarak çalışmış T.Adamyan 17 yaşında Gazah Tıp Koleji'nden mezun oldu.
Daha sonra Tovuz`da doğumevinde hemşire olarak çalışmağa başladı. Onun oğlu
Vitalikse hastanede çilingir, eşiyse ototerminalde şöfördü.
O zamanki istatistiklere dikkat ederseniz yenice
doğan çocukların büyük çoğunluğunün göbek hastalığından öldüğünü göreceksiniz. Işin
garibi, daha acısı ve gizlisi odur ki, sadece erkek çocukları bu hastalığın
kurbanına dönüşüyorlardı Neden erkek çocukları ve neden Azerbaycan-Türk
yavruları? (örneğin, Tovuz`da yerleşmiş Ermenilerin çocukları değil?!)
Bu "hastalık" Azerbaycan'ın birçok
bölgelerinde yaygındı. Ermeni doktorların veya hemşirelerin çalıştığı
hastanelerin hemen hepsinde!.. Bu hastalığı o dönemde Tovuz`da pamuk
tarlalarından kaynaklandığını düşünüyorlardı... Nüfusun bir bölümü pamuk
tarlalarında çalışıyor, tarlalarda ilaçlardan etkileniyorlardı. 1956 yılında
bölgede Bakanlar Kurulu kararı ile pamuk tarlaları imha edildi, üzüm
yetiştirilmeğe başlandı... Ama onlar bilmiyorlardı ki, tarımda değişim yaşansa
da, asıl değişim doğumevinde çalışan terörist Ermeni kadınının işten alınmasıyla
gerçekleşcek!... Maalesef, bilmiyorlardı...
... Buna benzer daha bir olay, belki de olaylarsa,
Sumgayıt şehrinde de gerçekleşmekteydi. Maalesef, bizler Sumgayıt`da yaşamış
hemşireyi tanıyamadık... Ama orada zamanında bulunmuş Ermeni örgütünün Ermeni
asıllı hemşireyi Azerbaycanlı adıyla çalıştırdığını biliyoruz.
Düşmanın düşmanlığını uzun yıllar boyunca saklamış
düşmanın gerçek yüzü günyüzüne çıktıkça, daha nice başka olgular ortaya çıkacak...
Ermenilerin çirkin ve maskeli yüzlerine (yüzsüzlüklerine!)
gerçekleri vurmak, onlara hak ettikleri, layık oldukları sözleri demek,
hareketleri etmek zorundayız!
Dedelerimizin, babalarmızın ve bizlerin yaptığı
yanlışlıkları genç nesil yapmamalıdır! Bugünün yarını var!
Celaleddin Kasımov,
Uluslararası Kaşgari Vakfı Başkan Yardımcısı,
Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği Danışma Kurulu üyesi,
yazar-gazeteci,
polis binbaşısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder