9 Temmuz 2014 Çarşamba

Ermeni katilin Azerbaycan'daki doğumevinde 45 yıl süren gizli terörü

Bebek katili! - Evet, bu ad "statü" kim(ler)e yakışıyorsa... işte on(lar) dan gidiyor. - Ermeni özel güvenlik birimlerinin talimatıyla Azerbaycan'da (Sovyet döneminde) doğumevinde gerçekleştirilen katliamdan söz ediyoruz... Ermeni teröristlerden birisi, tamı tamına 45 sene Azerbaycan'ın Tovuz ilinde böyle bir görev üstlenmişti... Nasıl mı?! Ben söylersem, inanmayacaksınız, şaşıracaksınız, belki de ...
... On yıllardır, yüzümüze gülerek binbir hiyleyle güvenimizi kazanarak, soframızın en saygın makamında oturttuğumuz, bazen boğazımızdan bile kesip yedirdiğimiz bu Ermeniler nasıl evler yıktılar, kimlerin ocağına incir ağacı diktiler, kaç ailenin gözlerini yaşlı bıraktılar?!...
İnsan diye nitelendirilen birisi de bu kadar acımasız, kansız ola bilir mi?! Bebek katilleri! - Binlerce yeni doğmuş Azerbaycan çocuğunu, göbeğine zehirli madde sürerek "sepsis" çocuk hastalığı tanısıyla öldürüyorlarmış!.. Çocuklar doğduktan sonra sadece bir ay yaşıyormuş. Evet, Ermeniler Azerbaycan'ın birçok bölgelerinde bu acımasız terörü yaptılar. Biz ancak birisini günyüzüne çıkardık, o da bize çok pahalıya mal oldu. O dönemde Ermeniler`e karşı haklı söz söylediği için o insanı neredeyse "vatan haini" ilan ettik!..
1941 yılında Almanlar Azerbaycan'dan sürüldükten sonra Ermeni istihbarat servisleri Alman evlerinin birçoğuna Ermenileri yerleştirdiler. Kendi çirkin terör eylemlerini rahatça yapmaları için... Bu teröristlerden birisi, tam 45 sene Tovuz ilindeki doğumevinde hemşire olarak çalışmış Tamara ADAMOVA (oysa soyadı Adamyandı) olan bir Ermeni kadındı. 1990 yılında o, Erivan'a göçettiği zaman “ben Türklerden öcümüzü aldım. Sayısız oğlan çocuğu öldürdüm... Ben Ermenistan'ın özel istihbarat organlarının bana verdiği gizli görevimi yaptım. Bana "Ermenistan'ın milli kahramanı" payesi verilmelidir." - demiştir.
1945 - 1990 yılları arasında Azerbaycan'daki doğumevinde hemşire olarak çalışmış T.Adamyan 17 yaşında Gazah Tıp Koleji'nden mezun oldu. Daha sonra Tovuz`da doğumevinde hemşire olarak çalışmağa başladı. Onun oğlu Vitalikse hastanede çilingir, eşiyse ototerminalde şöfördü.
O zamanki istatistiklere dikkat ederseniz yenice doğan çocukların büyük çoğunluğunün göbek hastalığından öldüğünü göreceksiniz. Işin garibi, daha acısı ve gizlisi odur ki, sadece erkek çocukları bu hastalığın kurbanına dönüşüyorlardı Neden erkek çocukları ve neden Azerbaycan-Türk yavruları? (örneğin, Tovuz`da yerleşmiş Ermenilerin çocukları değil?!)
Bu "hastalık" Azerbaycan'ın birçok bölgelerinde yaygındı. Ermeni doktorların veya hemşirelerin çalıştığı hastanelerin hemen hepsinde!.. Bu hastalığı o dönemde Tovuz`da pamuk tarlalarından kaynaklandığını düşünüyorlardı... Nüfusun bir bölümü pamuk tarlalarında çalışıyor, tarlalarda ilaçlardan etkileniyorlardı. 1956 yılında bölgede Bakanlar Kurulu kararı ile pamuk tarlaları imha edildi, üzüm yetiştirilmeğe başlandı... Ama onlar bilmiyorlardı ki, tarımda değişim yaşansa da, asıl değişim doğumevinde çalışan terörist Ermeni kadınının işten alınmasıyla gerçekleşcek!... Maalesef, bilmiyorlardı...
... Buna benzer daha bir olay, belki de olaylarsa, Sumgayıt şehrinde de gerçekleşmekteydi. Maalesef, bizler Sumgayıt`da yaşamış hemşireyi tanıyamadık... Ama orada zamanında bulunmuş Ermeni örgütünün Ermeni asıllı hemşireyi Azerbaycanlı adıyla çalıştırdığını biliyoruz.
Düşmanın düşmanlığını uzun yıllar boyunca saklamış düşmanın gerçek yüzü günyüzüne çıktıkça, daha nice başka olgular ortaya çıkacak...
Ermenilerin çirkin ve maskeli yüzlerine (yüzsüzlüklerine!) gerçekleri vurmak, onlara hak ettikleri, layık oldukları sözleri demek, hareketleri etmek zorundayız!
Dedelerimizin, babalarmızın ve bizlerin yaptığı yanlışlıkları genç nesil yapmamalıdır! Bugünün yarını var!

Celaleddin Kasımov,
Uluslararası Kaşgari Vakfı Başkan Yardımcısı,
Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği Danışma Kurulu üyesi,
yazar-gazeteci, polis binbaşısı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder